- kurumak
- кибү; кагаю; кору
Türkçe-Tatarca sözlük. 2013.
Türkçe-Tatarca sözlük. 2013.
kurumak — kurumak, II, 206bkz: kurımak, kuzımak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kurumak — nsz 1) Islaklığını, nemini yitirerek kuru duruma gelmek Çıplak dallarda henüz kuruyamayan su damlaları parlak, mavi birer boncuk gibi parlıyordu. H. E. Adıvar 2) Bitki, suyu çekilip cansız duruma gelmek 3) Akarsu, göl vb.nin suyu kalmamak Kurumuş … Çağatay Osmanlı Sözlük
dili damağına yapışmak (veya dili damağı kurumak) — susuzluktan ağzı kurumak, çok susamak Kupkuru dili damağına yapışıyor, boğazından midesine doğru... E. E. Talu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kökü kurumak — yok olmak, ortadan kalkmak Kelebeklerin kökünün kuruduğu bir dünyada çocuk istemem. T. Yücel … Çağatay Osmanlı Sözlük
boğazı kurumak — çok susamak Kediyi karşısında gördükçe yüreği titriyor, boğazı kuruyor. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzı dili kurumak — 1) konuşamaz duruma gelmek Ağzım dilim kurudu, kız yalvara yalvara. Halk türküsü 2) susuz kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzı kurumak — 1) çok söylediği için bir konudan bıkmak 2) içecek gereksinimi duymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kanı kurumak — 1) çok usanmak, çok bıkmak 2) mec. bitkin, yorgun, cansız duruma düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gücü kurumak — bir şey yapamayacağı bir olay karşısında üzülmek … Beypazari ağzindan sözcükler
CEFF — Kurumak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NÜSÜSE — Kurumak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük